Fatih Terim Atletico Madrid için ne dedi?

Tarih20.10.2009 - 10:39:58

Fatih Terim Atletico Madrid için ne dedi?

Swiss Otel'de düzenlenen basın toplantısında Terim şunları şöyledi:

"HEPİMİZ AYNI GEMİDEYİZ"

Çoğunuzla uzun yıllardır birlikteyiz. Hep birlikte iyi kötü günlerimiz oldu. Beni oyunculuğumdan beri tanıyanlar var. Kimi zaman sert biçimde tartıştıklarımız var ama aynı gemide mücadele ettik. Büyük zaferler ve herkese nasip olmayan onurlar yaşadım fakat her profesyonel gibi ben de gün geldi görevimden ayrıldım. Genel olarak ayrılıkların ardından konuşmadım ama bu defa böyle yapmıyorum. Türk Futbolu’yla ilgili tespitlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu bir yargılama değil, paylaşım toplantısı!..

"BENİM DE KEŞKELERİM OLDU"

Söylediğim her sözün arkasındayım. Bahanelerin arkasına sığınacak bir yapıya sahip olmadığımı biliyorsunuz. Görevde bulunduğum süre boyunca kendi içinde tutarlı kararlar verdiğime inanıyorum. Tabii ki keşkelerim var. Ancak futbol bilgime ve tecrübelerime güvendiğim için hep iç sesimi dinledim ve şuna inanıyorum ki yanlışlarım doğrularımı götürmedi.

"GÜZEL AYRILIKLARIN YAŞANMASINA ÖRNEK OLMAK İSTİYORUM"

Hasan Doğan’ın vasiyeti doğrultusunda uzun soluklu bir projeyi hayata geçirmek için çalışmalarımızı hayata geçirmek istiyorduk. Dünya Kupası’na gidişimizin gerçekleşmemesi halinde bir basın toplantısıyla istifamı açıklamayı düşünüyordum. Ancak kararımı bazı olaylar nedeniyle Belçika maçından hemen sonra açıkladım. Federasyon da bunu kabul etti. Vedalar hüzünlüdür ancak güzel ayrılıkların yaşanmasına da örnek olmalıyız. Yıllardır uyumlu çalıştığım arkadaşlarımın benden sonra da rahat çalışması için bu toplantıyı düzenlemeyi amaçladım. Görev yaptığım 2005-2009 arasında milli takımın aldığı sonuçlar ortada.

"MİLLİ TAKIMIN MARKA DEĞERİNİ ARTTIRDIK"

Attığımız gollerin yediğimizden, galibiyetlerin yenilgilerden fazla olduğunu ve oynadığımız maçların yüzde 72’sini kaybetmediğimizi istatistiklere baktığınızda göreceksiniz. Başarı için istikrar gerekir teşhisine ben de katılıyorum. Sahada oynanan futbolun dışında bu dört yılda çok daha önemli işlere imza attık. Euro 2008’de son ana kadar pes etmeyen inanmış bir takım vardı. Türkiye-Almanya maçını 1,5 milyar insan izlemiş. Görev yaptığım dönemlerde baktığımızda, başlangıçta küçük bir rakam olan sponsor gelirleri de arttı. Burada başkan ve yönetimin de payı büyük ancak markanın değerinin de çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ürün kaliteli değilse bunu yukarı çekmek çok zor olurdu.

"A MİLLİ TAKIM'A İLK KEZ ÇAĞRILAN 25 OYUNCU VAR"

Görmezden gelinen başka hamlelerimiz de oldu. Mesela Türkiye’de lisanslı oyuncu sayısının artması için yapılan çalışmalar. Milli takımların genç oyuncular kazanabilmesi için arkadaşlarımızla büyük çaba harcadık. Benim sorumluluğumdaki 4 yılda A Milli Takım’a ilk kez çağırılan 25 oyuncu var. Arda, Nuri, İsmail, Batuhan, Gökhan gibi oyuncular bu listede. Bu gençlerin kazanılmasında payım olduğu için çok mutluyum ama genelde bana onlar değil çağırmadıklarım soruldu.

"TARAFTAR DESTEĞİNİ YÜZDE YÜZ ARKAMIZDA HİSSETMEDİK"

Üniversiteler ile sağlam ve kalıcı bir bağ kurmaya çalıştık. Gençlerimizi geleceğin çetin rekabetine hazırlamaya çalıştık. Milli Takım’a ev yapmaya çalıştık. Hangi statta oynarsak oynayalım taraftar desteğini yüzde yüz arkamızda hissettiğimiz maçlar oldu. Ne yazık ki medyamız bu tip olaylara ve geleceğe yönelik çalışmalarımıza mesafeli durdu.

"EN BÜYÜK HATAM BEKLENTİLERİ YÜKSELTMEK OLDU!"

Dünya Kupası’na katılma şansımız kalmayınca gazetelerde milli takımın hataları ve günahları sıralandı. Doğrudur, hatalar olmuştur. Son 15-20 yıla kadar dünya futbol tarihinde yeri olmayan bir ülkenin çocuklarıyla devrim yapmak için ben de hata yaptım. Bence en büyük hatam inanmak, inandırmak, kazandıklarıyla milyonları memnun etmek ve bunun sonucunda beklentileri yükseltmek oldu! Milli takım Türkiye'nin aynasıdır. Türk futbolunun geleceği için çok önemli olduğunu düşündüğüm bazı düşünceleri paylaşmak istiyorum.

"KULÜP TAKIMLARI, MİLLİ TAKIM'IN ÖNÜNE GEÇTİ"

Benim futbol oynadığım dönemde uluslararası rekabet denilince akla milli takım gelirdi. Kulüp takımları alt yapı olarak düşünülüyordu. Endüstriyelleşen futbolla birlikte kulüp takımları başrole geçti. Türkiye’de üst yapı gelişiyor ama bu hiçbir zaman altyapıya yansımıyor. Futbolumuzun gövdesi kocaman ama ayakları incecik. TFF’nin fonlarına UEFA’dan gelen yardımlara karşılık alt yapılarımız yeterli değil. Sadece 8 kulübün altyapısı yeterli.

"YABANCI OYUNCU TRANSFERİNE BAZI KRİTERLER GETİRİLMELİ"

Kulüpler arası rekabet kızıştıkça yabancı oyuncu sayısı bir hayli arttı. Yıldız oyuncu sayısı son yıllarda çok azaldı. Bu oyuncuların da birçoğu milli takım maçlarında tanındı. Yabancı oyuncu transferine bazı kriterler getirilmeli. Takımların çoğu defans ve orta saha göbeği için yabancıları tercih ediyor. Bu pozisyonlardaki Türkler yeteri kadar şans alamıyor. Yabancıların serbest olmasından yanayım ama bunun yanında kriterler olmalı. Yurt dışında oynayan oyuncularımız arttırılmalı.

"AVRUPA'DA OYNAYAN OYUNCULARIMIZIN SAYISI ARTMALI"

Bunca yabancı transferine karşılık ligimiz çok da kaliteli değil. Avrupa’nın kalburüstü liglerinde oynayan futbolcularımızın sayısı çok az. Yarıştığımız takımlardan mesela İspanya’nın kadrosunda 29 oyuncudan 28’i İspanya ya da İngiltere’de oynuyor. Bosna’nın 25 oyuncusunda 1 tanesi Bosna’da oynuyor. Bizim milli takıma çağırdığımız isimlerden 28’i Süper Lig’den. Türkiye’nin Almanya, İspanya, İtalya, İngiltere gibi rekabetin yüksek olduğu liglerde oynayan futbolcularının çoğalması lazım.

"KULÜPLER FUTBOLCULARIN FİZİK GÜCÜNE ÖNEM VERMELİ"

Türk futbolcusu fizik kondisyonunun yetmediği gün, moral kondisyonu ile bunu tamamlar. Motivasyon sözcüğüne bu nedenle sihirli bir anlam yükselmiştir. Futbolcularımızı artık fizik açıdan da daha iyi yetiştirmeliyiz. Kulüplerimizi bu konuya daha çok önem vermeli.

"EĞİTİMDE AVRUPA'NIN GERİSİNDEYİZ"

Futbol topu ile okulları bir türlü barıştıramadık. Şu anda iki dev protokole rağmen herhangi bir adım atılmadı. Türk futbolcusu iyi eğitimli değil. Planlama ve koordinasyonda Avrupalı meslektaşlarının gerisinde. Üniversitelerden istifade alanımız çok düşük. Futbol sanki bilimden korkuyor.

"ÇAĞA UYGUN KAMP VE EĞİTİM MERKEZİMİZ YOK"

Riva’ya kaç kez gittiğimizi hatırlamıyorum. Milli takımlar hala çağın şartlarına uygun örnek kamp ve eğitim merkezine kavuşabilmiş değil.

"KULÜPLERİMİZ AVRUPA'DAKİ GENÇLERİMİZDEN FAYDALANMALI"

Türk futbolu Avrupa’daki futbolcuları izlemek konusunda çağın gerisinde kalmıştır. Avrupa’daki Türk futbolcuların çoğu anadilini konuşamıyor. Yaz kamplarına davet ediyoruz, sürekli izletiyoruz. Kulüplerimiz de oradaki 5-6 milyon gencimizden faydalanması lazım. Avrupa’daki izleme komitelerini bir avuç insana bırakmamalıyız.

"SADECE SAĞLIK EKİBİNE YÜKLENMEK SIĞ BİR DÜŞÜNCE"

Futboldaki artan maç trafiği, oyunun yüksek temposu ile birleşince sakatlıklar ülkemizde büyük bir sorun haline geldi. Sorunu sadece sağlık ekibine bağlamak sığ düşünceden öteye gitmez. Sporcularımızın beslenme düzenlerini ve kalitelerini mercek altına almalıyız. Futbolda dünya devi olmak için hep birlikte bir hamle yapmalıyız. Nasıl penaltıları gittiğimiz zaman milyonlarca kalp hep birlikte atıyorsa yine öyle olmalıyız.

"YARDIMCILARIMA TEŞEKKÜR EDİYORUM"

Birlikte çalıştığım tüm başkan ve yöneticilere bana verdiği destekleri nedeniyle bir kez daha teşekkür ederken, Hasan Bey’i de bir kez daha anıyorum. Yardımcılarımdan Müfit Erkasap ve Eser Özaltındere benim kader birliği yaptığım ve futbolculuğumdan da tanıdığım arkadaşlarım. Onlara teşekkür ediyorum. Kısa süreli de olsa beraber çalıştığım Mehmet Özdilek’e teşekkür ediyorum. Başarılarıyla her zaman gurur duyuyorum. Metin Tekin ve Oğuz Çetin, her türlü eleştiriye rağmen kulaklarını tıkadılar ve karınca gibi çalıştılar. Onlara da teşekkür ederim.

"HAKKINIZI HELAL EDİN"

Ayrılığımızın uzun süreli olmayacağını ve yazılan her şeyi okuduğumu ve anlamadığımı bir kez daha okuduğumu belirtmek istiyorum. Herkes hakkını helal etsin. Şimdi sorularınıza geçebiliriz.

"DÜNYA KUPASI'NA GİDEMEMENİN CEREMESİNİ İSTİFA EDEREK ÇEKİYORUM"

Ben de istikrardan yanayım ama bazen olmuyor. Burada sevindirici bir tek şey var: Kaçırdığımız gollerin fazlalığıyla gidemedik Dünya Kupası’na. Bazen olmuyor. Olmamanın ceremesini de şu anda istifa ederek çekiyorum zaten.

"GÖREVDEN AYRILMADAN 'YERLİ Mİ, YABANCI MI?' DİYE SORDUNUZ"

Yerli ya da yabancı oyuncu konusunda ben fikrimi belirttim ama size de açıkçası bir serzenişte bulunmak istiyorum. Seversiniz sevmezsiniz ama bir milli maç var ve sokaklara düşüp yerli mi olsun yabancı mı olsun diye soruyorsunuz. Sevgi bekleyemem ama saygı beklemek hakkım. Pazardan yola çıktınız ve Pazartesi, Salı, Çarşamba sabahı soruyorsunuz, “Yerli mi olsun, yabancı mı olsun?”

"ATLETICO MADRID'DEN TEKLİF ALDIĞIMI BİR TEK BEN BİLMİYORUM!"

Ben doğru olan bir şeyi ne zaman sizle paylaşmadım. Şu ana kadar Atletico Madrid’den teklif aldığımı bir tek ben bilmiyorum. Her teklimizde ya da istifamızda ilk sizin haberiniz olmadı mı? Sadece bir telefonla sormak yeter. Benim Atletico Madrid stadında maç izlediğimi söylüyorsunuz. Başkanıyla samimi olduğunu söylüyorsunuz. Benim böyle bir durumum yok. Belki sonra teklif yaparlar, konuşuruz ama şu anda yok. Ben bir takımı çalıştırırken başka bir yerle görüştüm mü? Daha istifamı buradan ayrıldıktan sonra yazacağım. Böyle bir durumu bana nasıl reva gördünüz. Hocanız Fatih Terim’i kimler istiyorsa bunu sizlerin bilme hakkı vardır. Bunu halkımızla da sizlerle de paylaşırız.

"DERS ALMAM, DERS VERİRİM LAFI HATA DEĞİL"

Ben sorunları söylerken doktrinleri de arada verdim. Hatalarım olmuştur. “Ders almam ders veririm” lafını hataların içine katmıyorum. Bugün olsa yine söylerim. Onun dışında keşkelerimin ve hatalarımın olacağını da ifade ediyorum. Elimi taşımın altına sokuyorsam hatam olur. Bunları seve seve kabul ederim ama onu hayır! Okullarda neden futbol yok diyoruz. 50 bine yakın ilköğretim okulumuz var. 20 milyona yakın kız-erkek öğrencimiz var. Futbol nasıl yasak olur bir ülkede. Son günlerdeki güncel konulardan bir tanesi seçmeli ders haline getirilen Beden Eğitimi. Nasıl olacak bu iş? Bin sporcudan bir tane yıldız çıkıyor. En önemlisi 20 milyona yakın olan doğal kaynağa dönmektir. Protokoller imzalandı ama nerede? Her olimpiyattan sonra da olimpiyatları masaya yatırdığımızı unutmayın. TFF müfredatı yazmak üzere gençlerimiz böyle çalıştırılmalı diye. Burası en önce el atılması gereken yerdir.

"FEDERASYON'UN AÇIKLAMASI SONRASI NE HİSSETMEM GEREKİYORSA ONU HİSSEDİYORUM"

Muhakkak ki TFF Başkanı ve Yönetim Kurulu olarak her şeyi düşünmüşlerdir. Oradaki insanlar boşu boşuna hareket etmezler. Dolayısıyla ona göre bir deklarasyon yayınlamışlardır. Ölçüp biçmişlerdir ve bunun zararlı olmayacağını düşünmüşlerdir. Ben olayı o şekilde algılıyorum. Yazmışlar, yazdırmışlardır. Ne hissettim o deklarasyon sonrası? Ne hissetmem gerekiyorsa onu hissettim. Başkanımız ve yönetimimizle aramızda herhangi hiçbir şey olmamıştır ama gelişen olaylar bana böyle bir karar bırakmıştır. Ben de onu uyguladım.

"GÜZEL AYRILMAK İSTİYORUM"

Ben kimseyi suçlamayacağımı ve işi kişiselleştirmeyeceğimi ifade ettim ve bu konuda da ısrarlıyım. Ben 4 senede 4 başkanla çalıştığımı bilecek kadar çok zekiyim. Çalışanla çalışmayanı ayırt edecek kadar da vicdan sahibiyim. Bu basın toplantısını da ben söyledim. Sizden böyle bir talep gelmedi. Giderken iyi gitmek amacındayım ben. 2010’a doğru projesinin birçoğunu uyguladık. Deklarasyon kelimesinde istikrar varsa 4 başkanın ismini söylemek doğru olmaz. Güzel ayrılmak istiyorum.

"BİR BAŞKA ÜLKENİN MİLLİ TAKIMINDA OLABİLİRİM"

Milli takımlarda olabilirim. Nasıl başka arkadaşlarımız milli takımlarda olabiliyorsa ben de olabilirim. İllaki kulüp takımıyla anlaşacağız diye bir şey yok.

"PORTEKİZ MAÇI SONRASINA BAKMAK LAZIM"

Ne Mahmut Özgener ne de herhangi bir yöneticiyle en ufak bir sorunum olmadı. Bunu veda mesajımdan önce de ifade ettim şimdi de ifade ediyorum ancak sürece iyi bakmak lazım. Portekiz maçı sonrasına bakmak lazım. Çok çabuk unutuyoruz. Ben söylemek istemiyorum ama zorla irdeliyorsunuz. Maaştan, ondan, bundan bahsetmek istemiyorum. Belçika maçı öncesi bu kararı aldım. Maçtan önceki soyunma odasına gelmesine de “Bakalım başkan” demişimdir.

"FATİH TEKKE'YE MİLLİ FORMAYI VERDİK"

Kişisel sorular olursa sayılar çok artar. Sadece bir oyuncuyu konuşmak basın toplantısının seviyesine uygun düşmez. Çağrılmayan diğer arkadaşlara da saygısızlık olur. O dediğiniz arkadaşa da (Fatih Tekke’den bahsediyor) milli forma verilmiştir.

"EN GÜZEL LAFI ARDA SÖYLEDİ"

Çıktığımız maçlarda en fazla galibiyet alan ve en az mağlup olan hocayız. Türk Milli Takımı için en güzelini 21 yaşındaki Arda söyledi: “Mağlubiyeti kabul etmeyen, her yerde baskı yapan, oyunun kontrolünü ele alan ve yenilgiyi kabul etmeyip atak yapan bir takım.” Nasıl oynayacağımızı, nasıl bir milli takım istediğimizi burdan bazı arkadaşlarımızı işin mutfağına sokup anlatmıştım. Aklınızda kalabilecek Sami Yen’deki İspanya maçı bile 5-0 üstünlüğümüzle sona erebilirdi. İşte ben böyle bir ekol ve böyle bir takım bıraktım. Muhakkak ki ekoller 3-4 senede olmaz. 15-20 sene önce ancak tarihteki ufak tefek başarılarımızın seneyi devriyesini yapan bir ülkeden, bugün nasıl milli takıma gidemeyiz diye hesap sorulur noktaya gelmişiz.

"10 TANE ULUSLARARASI STOPERİMİZ VARDI DA 3.'YÜ MÜ KULLANMADIK?"

Bir sene önce siz değilmiydiniz bu milli takımdan gurur duyan. Ben bu 8 maddeyi Terim’in olmazsa olmazları diye ifade etmiştim. Dünyanın her tarafında basan bir takım çok az var. Ben en çok oynayamayan oyuncuları oynatmakla eleştiriliyorum. Enternasyonal seviyeyle Türkiye Ligi aynı değil. İstikrarlı şekilde takımımızı yaparız, iskeletimizi kurarız ancak formda olan oyunculara forma veririz. Bunun en son örneği Ceyhun Eriş’tir. Oynatmaya çalıştığım oyun buna uygun ancak daha fazla kaliteli oyuncular yetiştirmeliyiz. Yabancı oyuncuların sayısını tespit etmeliyiz. 10 tane stoperimiz vardı da uluslararası alanda, biz üçüncüyü mü kullanmadık. Milli takım birinci öncelik olmalıdır. Sakatlıklara dikkat etmeliyiz. Sakatlıklar sadece bindirmeyle açıklanmaz. Buna rağmen Türk Milli Takımı’nın olmazsa olmazlarını sekiz madde halinde söyledim. Zaman içinde milli takımımız oyuncu değiştirmeden oyunu değiştiren olgunluğa erişmiştir.

"SPORUN İÇİNDE SİYASETİ İSTEMİYORUM AMA..."

Merdivenleri çıkarken yanımda olanlar inerken de yanımda. Soyunma odasına başarıda gelenler, başarısızlıkta geldi mi? Mucbir sebepleri vardır muhakkak. Ben yaptığım her şeyle bir haberim. Bazıları okunma konusunda bir sıkıntı çekiyorsa beni kullandılar. Uçaklarda seyahat ettik ve bazı siyasi yazarlar çok da güzel şeyler yazdılar. Belden aşağı bir şey yazmadıkları sürece sorun yok. Ben sporun içinde siyasetin olmamasını isteyen biriyim ama bazen oluyor.

"BAZI MAÇLARDA TRİBÜNLERDEN TEDİRGİN OLAN FUTBOLCULARIMIZ VARDI"

Bazı maçlarda oyunun en kritik anlarında kendi kulüp sloganlarını atan birçok statta oynadık. Hatta bazı futbolcularımız bu konuda tedirginliklerini de ifade ettiler. G.Saraylı olmam nedeniyle eleştiriliyorsam onu onların vicdanlarına bırakıyorum. Duruşum her zaman aynı mesafede olmuştur. Bundan dolayı da vicdanım çok rahat.

"YURT İÇİNDE DE ÇALIŞABİLİRİM"

Zaman zaman bir takım manasını aşan bir takım şeyler oluyor. Olmasa daha güzel olurdu. Büyük dalların dumanı da büyük oluyor. Kimse yolda karşılaştığınız fırtınalara bakmıyor, herkes gemi limana yanaştı mı, yanaşmadı mı ona bakıyor. Yurt dışında çalışabilirim ama yurt içinde niye çalışmıyorum onu da anlamıyorum. Bizim yüklendiğimiz misyonlar arasında Türk Futbolu’na hizmet var. Dolayısıyla burada da olabilirim.

Bu haberi (1997) kişi okudu, (0) kişi yorumladı.
YORUMLAR Yorumlar olumlu oy sayısına göre sıralanmaktadır.
Hiç yorum yok! Yorumunuzu eklemek için tıklayınız
TFF 2. Lig Beyaz Grup
S Takymlar O G B M A Y Av P
1 Erokspor 11 9 0 2 24 7 17 27
2 Van BBSK 11 9 0 2 14 10 4 27
3 Ankaraspor 12 7 4 1 16 7 9 25
4 Bucaspor 1928 11 6 4 1 16 6 10 22
5 Y. Mersin İdman Yurdu 12 6 4 2 18 11 7 22
6 Ankara Demirspor 11 7 1 3 17 10 7 22
7 Nazilli Belediyespor 12 7 1 4 18 16 2 22
8 1461 Trabzon 11 6 3 2 18 7 11 21
9 Beyoğlu Yeni Çarşı 11 4 1 6 11 13 -2 13
10 Diyarbekirspor 11 3 4 4 8 11 -3 13
11 Karacabey Belediyespor 12 3 3 6 8 9 -1 12
12 Bursaspor 11 3 3 5 9 15 -6 12
13 Altınordu 11 2 5 4 15 13 2 11
14 Afyonspor 11 2 4 5 5 10 -5 10
15 Kırklarelispor 12 2 4 6 6 18 -12 10
16 Serikspor 12 2 3 7 5 12 -7 9
17 Kırşehir Belediyesi 12 2 2 8 9 23 -14 8
18 Kömürspor 11 1 3 7 8 16 -8 6
19 Adıyaman 1954 Spor 11 1 3 7 6 17 -11 6
Anket

En çok okunanlar - Son 10 Gün

Erdemli Süper Amatör’e düştü

BAL’da mücadele eden Mersin takımları Anamur Belediyespor, Erdemli Belediyespor ve Homurlu 1951 Spor’un il sıralaması için mücadelesi sona erdi. Anamur Belediyespor il sıralamasında 1. olarak ligde kalmayı garantiledi. Homurlu 1951 Spor son haftalarda aldığı galibiyetler ile il sıralamasında 2. oldu. Erdemli Belediyespor ise arka arkaya aldığı mağlubiyetler ile il sıralamasında 3. olarak ligde düşen takım oldu.

En Çok Yorumlananlar - Son 15 Gün

Şampiyonlar Pehlivan'ı ziyaret etti 0

Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, Ampute Futbol 1. Ligi'nde şampiyonluk kupasını kente getiren Mersin Olimpik Yetenekler Ampute Futbol Kulübü Başkanı Ali Yanaç ile takım antrenörü Fatma Kara ve futbolculardan oluşan heyeti makamında kabul etti.