Bu psikolojinin değişmesi şart!

Tarih29.09.2015 20:08

Bu psikolojinin değişmesi şart!

Kurban Bayramının son gününde Milli Takımımızı konuk eden Konya’da, 3 puan alarak Bayram coşkumuzu tamamlamak istedik, olmadı... Umudumuz yeni hocamızla gelen motivasyonun sahaya yansımasıydı, o da yoktu. İstatistiksel açıdan bakalım desem; lig sonuncusuyuz, en çok gol yiyen takımız, en çok faul yapan ilk 3 takım içerisindeyiz... Defans hattımız kötü, ilerde pozisyon bulamıyoruz, oyuncuların moraller yerlerde, suratlar asık... Geçen sezonla fark içinde bulunduğumuz olumsuz psikolojik durum diyebiliriz o zaman. Kazanan bir takım motivasyonu ile çıktığımız sahada artık öğrenilmiş çaresizlik “Yine Yenileceğiz” bakış açısı yenilgiyi kabul etme, mücadele etmeme...

İçinde bulunduğumuz bu psikolojinin artık değişmesi şart!
Stresteyiz...

Gündelik dilimize yerleşen ve sözlük anlamı ”Kişide sıkıntı yaratan olaylar karşısında yaşanan bir tepki süreci” olan stres ne yazık ki hepimizin kaçınılmaz gerçeği...

Artık; “Nasılsın?” diye sorulduğunda; “İyiyim”- Çok Şükür”-“İyi diyelim iyi olalım” gibi ifadeler yerine, “Çok Stresliyim” gibi ifadelerle soruları cevaplar, ruh halimizi belirler olduk.

Çok severek tuttuğumuz takım bile stres unsuru olabiliyor bizler için. Takımımızın başarısızlığının getirdiği üzüntü bile stres yaşamamıza neden oluyor.
Kimimizi maçı izlemek strese sokuyor, kimimizi maç için feda ettiği özel gününü nasıl telafi edeceğinin stresi, kimimizi de maç sonucu kabusu...

Bizler seyirci olarak, taraftar olarak, yöneticiler olarak, eleştirenler, gözlemleyenler, onları sevenler olarak strese giriyoruz. Ya sahaya çıkıp oynayan futbolcular?

Empati yapalım; kendimizi onların yerine koyalım ve maç öncesi “Nasılsın?” diye sorulan soruyu cevaplayalım. Vereceğimiz cevap ''İyiyim”den farklı olabilecek mi? Hangi futbolcumuz “Birazdan Maçım var Stresliyim” diyebilecek?

Kazanma dürtüsü tüm sporcular için ortaktır. Rakibini yenmek için kendi yeteneklerini ortaya koyarak kendisiyle yarışacaktır. Rakibi ve kendisiyle yarışırken hava koşulları, seyirci baskısı, kurallar performansını olumsuz etkileyecek tehditlerden değil midir? Başarısızlık, yetersizlik, konsantrasyon bozukluğu ve hatta fiziksel yaralanmalar stres yaratmaz mı?

Bizler maça gittiğimizde stresimizle farklı yöntemlerle; bağırarak, yanımızdakilerle maçı eleştirerek, taktiksel hataları tartışarak, zıplayarak, marşlar söyleyerek, çekirdek yiyerek, bazen de hakeme, futbolculara, hocaya yüklenerek baş edebiliyoruz. Ve maç sonrası stres durumumuz azalıyor ve hayatımız kaldığı yerden devam edebiliyor.

Peki ya o sahadaki kişiler stresle nasıl baş ediyorlar? Nasıl deşarj olup; pek çok soruya nasıl cevap buluyorlar? Kimle konuşabiliyorlar? Kime duygularını, ne hissettiklerini anlatabiliyorlar?

Teknik direktörler,antrenörler, hocalar tabi ki bir takımın tek yetkilisidir...Var olan bir sorununu hocası ile paylaşmak isterse, bir hafta sonraki forma şansı devam eder mi bilemiyor...
Takım arkadaşına anlatsa, ilerde aleyhine delil olarak kullanılabilir...
Aileleri? Zaten uzakta, onları da üzmeye değer mi? Ki bahsettiğimiz bu kişiler 20-30 hadi bizim takım için 25-34 yaş arası bir kesim.
Yalnız büyümüş ve büyümekte olan. Bir çoğu küçük yaşlarda ailesinin sorumluluğunu üstlenmiş, çocuk olmak dışında farklı rollere bürünmüş; sadece gözlemleyerek kendini geliştirmeye çalışmış bir kesim. Sosyal,kültürel hatta ekonomik olarak büyük değişimleri göğüslemiş bir kesim.
Gezerek, eğlenerek, anlatarak hatta bizler gibi tribünde maç izleyerek bile deşarj olamayan kesim.

Herkesin, Psikoloğa ihtiyacı varken, bizlerin Psikoloğa ihtiyacı varken; o zaman bir sporcunun-futbolcunun Psikoloğa ihtiyacı olamaz mı?

Spor psikolojisinin geç gelişmesinde spor camiasının Psikoloğa karşı negatif tutumunun rolü büyüktür. Sporu yönetenler bir sorun varsa ''Biz çözeriz, psikolojikte olsa çözeriz'' bakış açısıyla hareket etmişlerdir. Ama şunu unutmamalıyız ki kolaylaşmadan önce her şey zordur...

“Değişmeyen tek şey, değişimin ta kendisidir” demiş Herakleitos. O zaman artık değişim zamanı.

Takım Spor Psikologları; sporcularımızın kimseye anlatamadığı, yargılanırım, ayıplanırım, diye içine attığı sıkıntılarını; kafasına taktığı sorunlarını, başka bir deyişle, günlük hayatını yaşamasına engel olan konularını, güven duygusu oluşturarak paylaştığı kişidir.
Her iki tarafta iyi bilir ki paylaşılanlar aralarında gizli kalacaktır.

Osmanlı Padişahlarından Yavuz Sultan Selim yapacağı seferlerini hep gizli tutarmış. Yine böyle bir sefer hazırlığı sırasında Vezirlerinden biri ısrarla Padişaha seferin nereye yapılacağını sorunca Yavuz Sultan Selim şöyle demiş;
“Sen sır saklamasını bilir misin?” Vezir sorduğu soruya yanıt alacağı ümidiyle “Evet Hükümdarım bilirim” dediğinde Yavuz Sultan Selim'de şu karşılığı vermiş “Ben de bilirim”...
Psikologlar da bilir...

Kafamızdaki sorular birikmeden, günlük sıkıntılar büyüyüp devleşmeden anlatılarak, konuşularak dindirilebilecektir. Artık eskisi gibi aslında gerçekte var olan, bizi rahatsız eden sorunların üzerileri kapanmayacak “aman unuttum bunlar da sorun mu?” deyip beynin bir köşesine itilmeyecek. İtilen yok sayılan onlara göre unutma; bize göre bastırılan sorunlar gelecekte bizi etkilemeyecek.

Birbirimizle konuşmanın, hislerimizi, duygularımızı paylaşmanın sportif başarımızda ne kadar önemli olduğunu, inancın azaldığı zamanlarda; önce takım, teknik heyet ve yönetim bir araya gelerek problemlerini tartışarak, takım olarak susup iPod dinlemek, internete girmek yerine konuşarak hatırlanması gerekir.

Oyuncuların her biri, “Güneş olamayacaklarsa yıldız olmaları gerektiği ama gökteki en parlak yıldız olmaları gerektiğine” inanarak sahaya adım atmalılar. Artık yaz tatilinin sona erdiğinin bilincine varmalı, tatil havasından çıkmalı ve “tamam mı devam mı?” kararını vererek saha da yer almalı ve en önemlisi başaracaklarını düşünmeleri gereklidir....

Aslında suya düştüğümüz için değil, sudan çıkamadığımız için boğuluruz. Paylaşmak, konuşarak sıkıntılarımızı dışa vurmak tercih edilen yöntemlerdendir. Eğer konuşmuyor, her seferinde içimize atıyorsak, yok sayıyorsak o sıkıntı bir süre sonra farklı şekilde dışa vurulacaktır.

Sporcuların binlerce izleyicinin önünde yaşadığı, düşmanca ve saldırgan davranışlar yada duygusal patlamalar ve ağlamalar içimizden atamadığımız sıkıntılarımızın farklı dışa vurumu olabilir mi?

Her davranışımızın bir nedeni vardır ve davranışımız geçmiş yaşantımızın doğru yada yanlış öğretileriyle açıklanabilir. Bizler bugünü; dünden getirdiğimiz bilgilerimiz, yaşantımızdan edindiğimiz tecrübelerimiz, yaşamımızın bizde oluşturduğu duygularımız ve alışkanlıklarımızla yaşarız.

İsteğimiz spor Psikologları yardımıyla tüm futbolcularımızın da düne ait sorunlarının çözümlenmesi.

Mevlana’mızın dediği gibi; ''Dünle beraber gitti düne ait ne varsa, bugün yeni şeyler söylemek gerek'

Bu haberi (3394) kişi okudu, (0) kişi yorumladı.
YORUMLAR Yorumlar olumlu oy sayısına göre sıralanmaktadır.
Hiç yorum yok! Yorumunuzu eklemek için tıklayınız
TFF 2. Lig Beyaz Grup
S Takymlar O G B M A Y Av P
1 Erokspor 11 9 0 2 24 7 17 27
2 Van BBSK 11 9 0 2 14 10 4 27
3 Ankaraspor 12 7 4 1 16 7 9 25
4 Bucaspor 1928 11 6 4 1 16 6 10 22
5 Y. Mersin İdman Yurdu 12 6 4 2 18 11 7 22
6 Ankara Demirspor 11 7 1 3 17 10 7 22
7 Nazilli Belediyespor 12 7 1 4 18 16 2 22
8 1461 Trabzon 11 6 3 2 18 7 11 21
9 Beyoğlu Yeni Çarşı 11 4 1 6 11 13 -2 13
10 Diyarbekirspor 11 3 4 4 8 11 -3 13
11 Karacabey Belediyespor 12 3 3 6 8 9 -1 12
12 Bursaspor 11 3 3 5 9 15 -6 12
13 Altınordu 11 2 5 4 15 13 2 11
14 Afyonspor 11 2 4 5 5 10 -5 10
15 Kırklarelispor 12 2 4 6 6 18 -12 10
16 Serikspor 12 2 3 7 5 12 -7 9
17 Kırşehir Belediyesi 12 2 2 8 9 23 -14 8
18 Kömürspor 11 1 3 7 8 16 -8 6
19 Adıyaman 1954 Spor 11 1 3 7 6 17 -11 6
Anket