Maddi manevi çöküş!

Lige verilen milli maç arası İdmanyurdu için hayati önemdeydi. "Kritik 15 Gün" başlıklı son yazımda lige verilen arada İdmanyurdu'nun yönetim sıkıntısını aşması gerektiğinden bahsetmiştik. Taraftar Grubunun şehri afişlerle donattığı ve şehre takımına sahip çıkması için çağrıda bulunduğu bu süreçte başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere alınan destek sözleriyle Kahramanlı göreve devam kararı aldı.

Yönetim sıkıntısının aşılması ve kulübe bir miktar nakit akışı sağlanması ile taraftar tam derin bir nefes almıştı ki bu defa idman boykotu haberi kamuoyuna yansıdı. Geçen sezondan alışık olunan bu durum takımın ligdeki pozisyonu nedeniyle haliyle daha bir karamsarlığa sevk etti taraftarı. Nasıl etmesin ki? Çiçeği burnunda Korkmaz Hoca bile basın toplantısı ile isyan etti gelişmelere. Takım 3 aydır paramızı alamıyoruz derken, Başkan ise galip gelselerdi böyle olmazdı diyerek yöneticilik kavramına bambaşka bir boyut getirdi.

Sadece 15 günlük milli takım arası ülkemizde asıl sorunun ne olduğunu aslında gayet net ortaya koyuyor. Alper Potuk, Tarık Çamdal, Erkan Zengin gibi oyuncuları yüksek bonservisle satan Eskişehirspor'da Gekas ve Muarrem Muarrem alacaklarının ödenmemesi nedeniyle serbest kaldı. Aynı sebepten Trabzonspor'da da yaprak dökümü sürüyor. Herkesin bilerek yada bilmeyerek kasaba takımı diye dalga geçtiği Akhisarspor ise lige damga vurmaya devam ediyor. Çok değil 2008 yılında 3.ligde mücadele eden Akhisar son dört sezondur Süper Lig'in en istikrarlı takımları arasında. Bu süreçte bir kez bile futbolcu alacakları nedeniyle olumsuz haberi çıkmamasını başarısından ayrı tutabilir miyiz? Sahi Hamza Hamzaoğlu gibi başarılı bir teknik adamı vitrine çıkaran bu Akhisar'ın başkanının adını bilen var mı?

Elbette oyunculara da ayrı parantez açabiliriz. İdman boykotuna özellikle de zamanlamasına kızanlarımız oldu. Alacakların ödenmemesi nedeniyle futbolcuların verdiği tepkiler kulüplere ve futbolculara göre değişebilir. Burada şu doğrudur ya da bu yanlıştır demek çok da kolay değil. Futbolcuların gündeme gelmek ve alacakları için adım atılmasını sağlamaya çalışmaları normal ama aynı zamanda bu takım küme düşerse kendilerinin de zarar göreceğini düşünmeleri gerekir. Ve en kötü ihtimalle mahkeme kararı ile de olsa bir şekilde alacakları bu paralar için taraftarı üzecek ve takıma geri dönüşü imkansız hasar verecek davranışlardan kaçınmaları gerekir.

Fenerbahçe maçı geçti. Maalesef takımın teknik olarak analiz edilecek bir durumu kalmamış. Mersin İdmanyurdu yönetiminden futbolcusuna kadar maddi manevi çöküş içindeymiş görüntüsünde. Ayakta kalan sadece taraftar. Bunu kulübe destek arama sürecinde ve maç öncesi kareografisi ile de gösterdiler.

Şimdi İdmanyurdu'nun önünde arka arkaya çok kritik 3 maç var. Eskişehirspor, Rizespor ve Antalyaspor maçları. Bu maçlardan alınacak en az 7 puan futbolcuları da yönetimi de rahatlatacaktır. Ligin ikinci yarısı için umutları taze tutacaktır. MIY, devre arasında yapılacak akılcı transferlerle şansını devam ettirebilir. Takımın bugünkü durumunda alacak krizi kadar profesyonellikten uzak bir kısım oyuncuların da sorumluluğu var. Bu nedenle transferde en önemli kıstas sadece futbola odaklanacak profesyonel ve aç oyuncular olmalıdır.

Sanırım son günlerde taraftarı sevindiren tek gelişme MİY Store'un açılmış olması. Mağazanın hayırlı olmasını diliyorum. Şehrin en işlek yerinde açılan bu mağaza umarım şehir sakinlerine Süper Ligde bir takımları olduğunu hatırlatır!