Gol var pozisyon yok

Serhat Güller’in ifadesiyle ‘gol atamama hastalığı’nın yanına, bir de pozisyon üretememe hastalığı da ekleniyor. Antalya maçını ayrı tutacak olursak, takımın ilk 7 maça göre daha az pozisyon ürettiğini rahatlıkla görebiliriz. Zayıf Orduspor karşısında bile ilk yarıda yalnızca 2 pozisyona girildi. İlk yarıda kaleye neredeyse hiç şut çekilmedi. Mersin İdman Yurdu, ilk haftalardaki ‘agresif ve gol için her yolu deneyen’ takım çizgisinden uzaklaşıyor.
Kartal maçında bir hava topu ve araya atılan topla 2 gol kaydedildi. Ordu maçı da aynıydı. MİY, yine bir hava topu ve yine araya atılan topla 2 gol kaydetti. Yani galip gelinen son 2 maçtaki 4 gol, organize halde, en az 3-4 oyuncuyla üretilen bir pozisyon sonucu atılmadı.
‘Ama gol atılıyor, puanlar alınıyor’ diyebilirsiniz. Elbette, doğru. Kartal ve Ordu maçlarında goller atıldı, galip gelindi. Bu demek değildir ki her rakip Ordu gibi zayıf olacak, karşılaşmanın 58’inci dakikasında kırmızı kartla eksik kalacak veya Kartal gibi istikrarsız bir grafiğe sahip olacak.
Takımı zorlu maçlar bekliyor. MİY, sırasıyla Karabük, Karşıyaka, Buca, Çaykur Rize, Kocaeli ve Hacettepe ile karşılaşacak. Bu hafta itibariyle Karabük 2’inci, Çaykur Rize 3’üncü ve Buca 4’üncü sırada yer alıyor. Yani MİY’i zor günler bekliyor.
Eğer sezonun ilk yarısının en azından ilk 6 içerisinde tamamlanması hedefleniyorsa, MİY’in evindeki maçları kazanması ve deplasmandan en az 1 puanla dönmesi gerekiyor. Bu da 12 puan eder. İlk yarıyı en az 28 puanla tamamlamak, ilk 6’yı hedefleyen bir takım için yeterli görünüyor.
Sorun ortada ‘pozisyon üretilemiyor’ peki çözüm nerede?
Oyuncuları tek tek sayıp eleştirmek artık çözüm değil. Çünkü bir çok oyuncu kendini geliştirebilecek, eleştiriler doğrultusunda oyun anlayışına çeki düzen verecek yaşta değil. Oyun stilleri, becerileri artık bir aşamaya gelmiş ve değişemez. Burada görev Serhat hocaya düşüyor.
Eldeki oyuncuları iyi kullanması ve rakibinden daha çok koşan, mücadele eden, sadece kendi sahasında değil, ileriye doğru top çeviren, pozisyon üretebilen, şut çekebilen, gol atabilen bir kadro oluşturması gerekiyor.
Ahmet ve Zafer Şahin uyumlu bir grafik seyrediyor. Sağda Tuna’ya diyecek bir şey yok. Can ise sakatlığının ardından yeniden toparlandı. Mesele buradan itibaren başlıyor. Tuna ve Can’ın önünde oynayacak futbolcuların, çabuk atağa kalkabilen, iyi pas atabilen ve geriye dönebilen nitelikte olması gerekiyor. Solda Sami ve Mehmet Düz arasında tercih yapılabilir ki öyle de yapılıyor. Sağda ise Zafer Demiray’ın toparlanması zaman alacak gibi görünüyor. Bu alanda bence bir bek oyuncusu olsa da Ozan’a şans verilmeli. Ozan, maç eksiği olmasına rağmen Antalya maçındaki performansıyla dikkat çekmişti. Olmayacaksa Caner, Ordu maçında olduğu gibi bu mevkide oynatılmalı.
Ön liberoda Aytekin ve Ramazan’dan vazgeçemeyen Serhat hocanın, biraz yönünü kulübeye dönmesi gerekiyor. Bu iki oyuncudan biri yerine Sertaç düşünülebilir. Sertaç geçen sezon yaptıklarıyla halen akıllarda. Hazır olduğunu Antalya maçında da gösterdi. Orta alanda Nurullah artık formayı bırakmayacak gibi görünüyor. İlerde ise çift santrafor oynanmalı.
Serkan İrdem gol atamayan ancak sırtı kaleye dönük oynayan bir oyuncu. Tunç ile birlikte oynatılırsa en azından fiziğini de kullanarak pivot santrafor görevini yapabileceğini düşünüyorum.
Böyle bir oyun anlayışında takımın pozisyon vermeyeceği gibi, pozisyon üretebileceğine ve gol bulacağına inanıyorum.