Köroğlu - Ayvaz.

Aslında düşününce size de garip gelmiyor mu !…

Bu kadar maddi ve fiziki yapılanma sorununun içinde yüzleri güldüren tek şey yapılan transferler.. Kentin seçilmişleri, atanmışları, büyük kuruluşları ve işadamları köşelerine çekilmişken, Köroğlu - Ayvaz düşman çatlatırcasına iş başında… Vallahi Bravo…

Sürece bakıldığında yönetimin, ilk görevini kimsenin beklemediği ölçüde başarıyla tamamladığını görüyoruz.. Heyecanın ilk dalgasını transferlerle başlatan yönetimin bundan sonraki işi ise tabana yayılmak.. Bu aşamada sportif ve kurumsal başarının bir arada yürümesi için kentin takımına entegre olması gerekiyor. Bu süreç nerden başlamalı.. Tabi ki tepeden..

Öncelikle, sporun kardeşlik ve barış olduğunu, kent gençliğini kötü unsurlardan uzaklaştırdığını diline dolayıp popülist söylemler üreten mülki ve yerel idarecilerin artık samimi davranması gerekiyor. Çünkü kimsenin kenti temsil eden önemli markalardan birini yalnız bırakmaya hakkı yok. Bu takımın başına gelecek tüm güzellikler de tüm sıkıntılar da ortak payda içinde paylaşacağımız gerçekler olmalı. Herkes gişe rekorları kıracak bir filmin aktörleri gibi rolüne adapte olmalı. Örneğin, Macit Özcan, bir Celal Doğan, bir Sefa Sirmen, hatta yanıbaşındaki bir Burhanettin Kocamaz gibi olmalı… Özcan yıllar sonra, 85 yıllık kulübe haciz götüren başkan olarak değil, çeyrek asırdan fazla süper ligi göremeyen bir takımın şampiyonluk özlemine deva olan bir başkan olarak hatırlanmalı.

Bunun için bu sezon altın bir fırsat.. Artık birilerinin kapısını çalmaya mahkum edilen bir yönetim istemiyor hiç kimse… Koskoca bir kulübü modern dilenciliğe iten zihniyetin bir an önce tavır değiştirmesi gerekiyor. Bu kentin en ciddi markasının kendi ayakları üstünde duracağı bir yapılanma için ise düğmeye basmanın tam zamanı..

Bin bir zorluklarla oluşturulan bir kadro bu sezon sahne alacak Tevfik Sırrı’da.. Protokol tribünündeki fiyakalı koltuklara oturacak olan zatı muhteremlerin , önce bu koltukları hak etmesi gerekiyor. Nasıl taraftar kombine bilet alıp takımına destek veriyorsa, bu koltukların da bir bedeli olmalı.

Dahası var.., MİY’nin , kentini süper ligde temsil edebilmesi için. öncelikle Mersin’in TBMM’de temsil edilmesi şart (!), Fakat milletvekillerimizin yerinde yeller esiyor. Bir milletvekilinin tarihi Hacettepe maçına “lütfen” gelerek, kulüp başkanına “bu maça senin için geldim” demesi bile her şeyi açıklıyor… Bu saatten sonra kendisini, olanaklarından faydalandığı kentin bir parçası hissetmeyen her kişi ve kuruluş ,alınacak başarısızlığın direkt sorumlusudur.

Söyledim ya bir Köroğlu bir Ayvaz kalmış koca kentte takıma sahip çıkan..
“Bizden selam olsun Bolu beyine” der isyankar yüreğiyle Köroğlu, halkına zulüm eden bey’e…
Ama bizim Köroğlu ile Ayvaz’ın isyan edeceği o kadar çok Bolu Bey’i var ki etrafta, hangi birine selam göndereceksin.

Ama unutmayın ki;

Bugün selamı almayanlar, yarın bu takımın önünde selama dururlarsa hiç şaşırmam…