Kupanın kazanımları!

TFF, Ziraat Türkiye Kupası'na olan ilgiyi artırmak için sürekli olarak formatıyla oynasa da, bu girişiminde bu yıl da çok başarılı olduğu söylenemez. Süper Lig'de derbi maçlarda bile dolmayan tribünlerin Kupa maçlarında, hele ki grup aşamasında dolmasını beklemek hayalcilik olur. Bir de bugün olduğu gibi maçlar gündüz iş saatine denk gelince futbolcular boş tribünler önünde oynamak durumunda kalıyor.

Bu durumda gelirlerinin azlığı nedeniyle kulüpler için cazibesi olmayan Türkiye Kupası maçları futbolcular için de eziyete dönüşüyor. Son tahlilde futbolcuları motive eden tek faktör kendilerini gösterme fırsatını değerlendirmek kalıyor Bu durumda Türkiye Kupası yarı finale kadar bir nevi A2 ligi vazifesi görmekten pek de ileriye gidemiyor.

Bu şartlar altında her iki teknik adamda doğal olarak maça yedek kadrolarıyla çıktılar. Mersin İdmanyurdu haftasonu oynayacağı Galatasaray maçı için rotasyona giderken, Samsunspor ise evinde oynayacağı kritik Adana Demirspor maçı için rotasyona gitmişti. İdmanyurdu'nda as takım kadrosundan bir tek Tita ilk 11'de başlarken, Tita'nın 90 dakika sahada kalması acaba GS maçına kulübede mi başlayacak sorusunu akıllara getirdi.

Güzel bir hava ve mükemmel bir zeminde başlayan maçın ilk yarısında oyun olarak istediklerini daha fazla sahaya yansıtan Samsunspor olurken, skor avantajı ise İdmanyurdu'ndan yanaydı. Duran toptan Serol ile gol bulan İdmanyurdu'na karşılık, Samsunspor organize geldiği bir pozisyonda Mihaylov'un çabasına rağmen beraberliği yakaladı. Kaleciden dönen topta MİY defansının donup kalması ve akabinde rakibin topu tamamlaması ile gelen gol aslında ilk yarıda yaşanan konsantrasyon eksikliğini de gözler önüne seriyordu.

Rıza Hoca kenardan defalarca uyarmasına rağmen MİY futbolcuları rakibin orta sahada rahatça pas yapmasına ve kale önüne kadar inmesine imkan tanıdılar. Orta sahada özellikle Mehmet Taş presle rakibi bozmak istese de takım savunmasındaki aksaklık rakibi ekarte etmeye yetmiyordu. Buna rağmen MİY Nurullah'ın güzel asisti ile Güven ile golü bulmayı başardı. Güven Varol bazen saç baş yoldursa da geçen sezonda görüldüğü üzere gole yakın bir oyuncu. Bu maçta da bir şekilde golünü atmayı başardı.

İkinci yarıya başlarken Rıza Hoca ilk yarıdaki eksiklikleri teşhis ederek doğru hamlelerle oyuna başladı. En zayıf halka Pedriel yerine Futacs'ı alarak rakip savunmayı oldukça yıprattı. Orta sahaya kadar gelerek top alan Futacs takımına defansif katkısı yadsınamaz bir oyuncu. Son bölümde golünü de atarak kupada da siftahını yaptı. Rıza Hoca'nın bir diğer hamlesi ise Murat Ceylan'dı. Murat'ı ikinci yarı başında alarak hem maç kondisyonu yükledi hem de Berkan'ın göstermediği direnci orta sahaya aşıladı. 6 aydan bu yana oynamayan Berkan'ı kazanmak maalesef bu saatten sonra çok zor. Sanırım Berkan'da bunun bilincinde olacak ki formayı özlemiş gibi bir agresifliği yoktu. Bu iki hamle oyunu MİY lehine çevirmeye yetti. MİY, İkinci yarının tamamında izleyenlere 3 puanı alacağının güvenini verdi. Son dakikada Serol'un müthiş deparı ve asistiyle Futacs'ın ayağından gelen gol ise ikinci yarı oynanan doğru futbolun meyvesi oldu. Bugün, izleyenlere zevk veren efsane Samsunspor maçlarından birisi oynanmasa da Rıza Hoca ve MİY adına yararlı bir maç oldu.

MİY, 2 maç sonunda Karagümrük'le aynı puanda averajla grup lideri. Oynadığı futbolla grup liderliğine en yakın takım olan MİY için turnuvadaki daha büyük kazanım ise as takıma oyuncu hazırlamak olacaktır. Bu maçta Mihaylov, Serol ve Mehmet Taş'ın Rıza Hoca'ya mesaj verdiklerini düşünüyorum. Özellikle Mehmet Taş, bir defansif orta saha oyuncusuna göre pas dağıtımında gayet başarılıydı. Her iki ayağını da iyi kullandı ve rakipten temiz toplar kaptı. 3 maç aradan sonra kazanmak iyi geldi. Darısı Galatasaray maçına.