Dik Durabilmek

Benzer bir maçı geçtiğimiz sezonun ikinci yarısında Bursa deplasmanında oynamıştı Kırmızı Şeytanlar. Yine Welliton sahnedeydi. Bursa kalecisi Harun'u geçip penaltıya sebebiyet vermiş ve Harun'un oyundan atılmasıyla penaltı kazandırmıştı takımına. Yine Mitrovic penaltıyı golle neticelendirmişti. Rakip yine 70+ dakika 10 kişi oynamıştı ve maç bitiminde kaybeden yine Mersin İdman Yurdu olmuştu.

Geçtiğimiz sezon 10 kişi kalıp 2-0 gerideyken 4-2 maç kazanan da aynı takımdı, 2-0'dan 3-2 kaybeden de aynı takım. Aradaki tek fark RUH!

Klasiktir, başarıyı istiyorsan önce inanman gerek. Çaykur Rizespor maçında prim 40 bindi Antalya maçında 50 bin oldu. Artık parada bir yere kadarmış noktasına gelindi. Demek ki parayla da artık saadet gelmiyor. Zaten bir çok futbolcunun kulağı TFF'den gelecek haberde. Hatta bir çok futbolcu alacaklarımız ödenmesinde serbest kalalım derdinde.

Niyetim futbolcuyu suçlayarak şirin görünmek değil! Zaten Antalya'ya giderken kafalarında bir dünya sıkıntıyla gittiler. Başkansız bir bir kulüp, kiminle muatap olunacak onu bile bilmiyorlar. Bir çoğu futbolunun son demlerinde... Şehrin önde gelenleri çıkıyor sahipsiz bırakmayız diyor... Asıl sahibi küsmüş, stada gelen 3-5 bin kişi... Kim neye sahip çıkıyor?

Unutmayalım ki yel kayadan sadece toz alır. Zaman zaman hatalar yapmış olsa da Bülent Korkmaz gibi bu takımda ışık görenlerdenim. Neticede hangi teknik adam küme düşüren olarak anılmak ister? Demek ki hala içinde bir umut var. Taraftarlık zordur, emek ister, vefa ister, fedakarlık ister. Bu kulüp amatörde de oynasa destekleyecek olan gönül verenler asla yalnız bırakmaz ama bu şehre de bu takıma da yakışan en üst seviyede mücadele etmektir. Gelin biz üzerimize düşeni yapalım. En azından birlik beraberlik için...