İmaj yerlerde!

Ara transfer dönemi açıldı. İkinci yarı maçlarının başlamasına ise sadece 12 gün kaldı. Peki çok kritik bir ikinci yarı oynayacakken İdmanyurdu ne yapıyor dersiniz? Çıkan haberlere bakarsanız Hocasını tazminatsız gönderme derdinde. Hoca kampa gidiyor. Bu arada anlaşıldığı söylenen başka bir Hoca bekletiliyor. Başkan ve Yönetim ayrı telden çalıyor. Üzerine 2016'da pas geçilmiyor ve sahte imza iddialarıyla yine ülke spor gündemine damga vuruluyor.

Futbolu gerçek anlamda sevdiğimi düşünüyorum. Hatta temposuyla baş döndüren İngiltere Premier maçlarının hemen ardından zaplayıp PTT Lig maçı izleyecek kadar futbol izlemekten keyif alıyorum. Bu nedenle bugüne kadar Süper Amatör, BAL, 2'nci Lig, PTT 1'nci Lig ve Süper Ligde birçok maçı gerek canlı ve gerek TV'den zevkle izledim. Özellikle yoğun iş temposu ve yorucu ülke gündeminde sığındım bir liman futbol.

Ancak ne yazık ki şehrimin takımı Mersin İdmanyurdu son günlerde yine fazlasıyla üzüyor beni. Eminim birçok taraftar da aynı hissiyattadır. 1925 yılında kurulmuş, 90 yıllık maziye sahip bir kulübün gittikçe bozulan imajı marka kent olma iddiasındaki Mersin için büyük bir üzüntü kaynağı durumunda.

Tek tek bahsetmeye gerek yok. Google'a sorarsanız MİY'nun imajının neden bozuk olduğunu size söyler. Deplasmanda otobüse gelen hacizler, icralar, transfer yasakları, saha zemini rezaleti, iki futbolcuya aynı formayı giydirmeler, idman boykotları, uçağa binmeyiz maça da çıkmayız tehditleri, sonu gelmeyen istifalar, kapıdan giremez denilen oyunculara kurtarıcı olarak servet ödenmesi, hocaya tazminat ödememek için yürütülen etik olmayan süreç,vs... Ulusal medyada MİY bu şekilde haber oluyor. Birkaç kez güzel kareografi haberi, Berkan'ın yeniden sahalara dönmesi haberi dışında olumlu bir habere rastlamak ise zor. Anlayacağınız MİY'nun imajı yerlerde. Bir takım küme düştüğü için imajı bozulmaz. O nedenle yukarıdaki olayların yaşanması küme düşmeye nazaran daha fazla rahatsız edici. Ya da öyle olmalı.

Daha nice örnek. Tesismiş, altyapıymış, kurumsallaşmaymış, şeffaflıkmış... Bunlardan bahsetmek zaten hepten lüks.

Özetle, İdmayurdu'nun adının sürekli olarak kriz, skandal başlıklı haberlerin içinde geçmesi can sıkıcı bir hal aldı. Bu şekilde Süper Lig'de olmanın da bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Sabırla uzun vadeli ama sağlam adımların atılacağı o günü bekliyorum. Belki yeterince dibe indiğimizde o gün gelir. O nedenle hayırlısı diyor ve dibe inmekten korkmuyorum. Ve yine işte bu nedenle o gün geldiğinde takımın hangi ligde mücadele ettiğinin benim için bir önemi olmayacak. Profesyonel yöneticiler tarafından idare edilen bir kulübün, profesyonel futbolculardan oluşan kadrosunu sahada arma için mücadele ederken görmek bana yeter. Emin olun bugün nerede diye sorduğumuz belki küskün, belki yılgın taraftar o gün geldiğinde kendiliğinden stadı dolduracaktır. Belki şehir de gerçek manada takımına sahip çıkacaktır.