''MERSİN 2. GIDA FUARI'' AÇILDI

Tarih10.04.2008 - 14:32:23

''MERSİN 2. GIDA FUARI'' AÇILDI

Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Türkiye'de gelecek vadeden sektörlerin başında gıda sektörünün geldiğini belirterek, ''Son 20 yılda dünya tarım ve gıda sanayi ürünleri ticaret kompozisyonunda dramatik bir değişim gözlenmektedir'' dedi.
Tüzmen, bu yıl ikincisi düzenlenen ''Mersin Gıda, Gıda Teknolojileri ve Paketleme Fuarı''nın açılışında, Türkiye'nin 1980'li yıllardan itibaren en uzun istikrarlı ve güçlü büyüme dönemini yaşadığını söyledi.
Ortalama GSYH büyümesinin 2003-2007 döneminde yüzde 7 civarında seyrettiğini ifade eden Tüzmen, özel sektörün aynı dönemde büyüme oranının yüzde 19'a yaklaştığını, 2007 büyümesinin yüzde 4,5 oranında olduğunu vurguladı.
Kamu bütçe disiplininin sağlanması açısından da oldukça başarılı bir performans sergilendiğinin altını çizen Tüzmen, ''Genel ekonomik ortamın desteklenmesi açısından diğer önemli bir faktör, gerçekleştirilen yapısal reformlar olmuştur. Özellikle bankacılık ve sermaye piyasaları bu reformlardan olumlu etkilenmiştir. Diğer taraftan, kararlılıkla yürütülen özelleştirme süreci, liberal piyasa ekonomisine olan inancımızın somut bir göstergesi olmasından öte ekonomik açıdan önemli kazanımlar niteliğindedir'' dedi.
Türkiye ekonomisinin artık daha güçlü, daha canlı ve şoklara karşı dayanıklı bir yapı kazandığını anlatan Tüzmen, şöyle devam etti:
''Dünyada büyüme yavaşlıyor, enflasyonist baskılar artıyor, ticaret artışı yavaşlıyor, gelişmekte olan ülkelere sermaye akışında bir düşüş bekleniyor. Fakat bu olumsuzluklara rağmen, küresel göstergelerdeki trendlere rağmen endişeli değiliz. Çünkü artık daha hazırlıklıyız. Ekonomik yapı daha sağlam durumda.''

-KESKİN DÖNÜŞÜM-

Türkiye'nin her açıdan keskin bir dönüşüm yaşadığını anlatan Tüzmen, ''Bu sürecin en dramatik yönlerinden birisi de tarım ağırlıklı ekonomik yapıdan endüstriyel yapıya geçiştir'' dedi.
Bu dönüşümün geçiş süreci içerisinde ''hafif sanayi''nin önemli rol oynadığının altını çizen Tüzmen, şöyle konuştu:
''Gıda endüstrisi bu bağlamda ülkemizde kritik önem taşımıştır ve halen taşımaktadır. Küresel ölçekte de bir değişim yaşanmaktadır. Son 20 yılda dünya tarım ve gıda sanayi ürünleri ticaret kompozisyonunda dramatik bir değişim gözlenmektedir. Önceden olduğu gibi hububat, bakliyat ticareti artık dünya tarım ürünleri ticaretinin çoğunluğunu oluşturmamaktadır. Tohum, yağlı tohum, pamuk, tütün gibi daha çok dökme halde ticareti yapılan ürünlerin dünya ticaretindeki payı giderek azalmaktadır.''
Dünya gıda ürünleri ticaretinin dökme formdan giderek ambalajlanmış, yüksek teknoloji girdisi ile üretilmiş ürünlere kayması sonucu gelecek dönemde ileri ambalajlama tekniklerinin öne çıkacağını bildiren Tüzmen, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bu tür ürünler özellikle ticaretin esas yapısını belirleyen gelişmiş ülkelerce talep edilir hale gelecektir. Tüm gıda sektöründe markalaşma, bölümlendirme, promosyonlu satışlar, etnik ürünler, tek defada tüketilmeye uygun küçük boyutlarda üretim, değişen saklama koşullarına uyum sağlayabilen ileri teknoloji ürünü ambalaj malzemesi, yeni tatlar, lüks ürünler üretimi önem kazanacaktır. Rusya Federasyonu, Çin gibi gelişmekte olan ülkeler özellikle dondurulmuş gıda ve şekerli mamuller satışları açısından önemli olup, bu ülkelerde birçok yabancı yatırım gerçekleştirilecektir.''

-TÜRKİYE'NİN GERİYE DÖNÜK 12 AYLIK İHRACATI 116 MİLYAR DOLAR-

Bakan Tüzmen, Türkiye'nin geriye dönük 12 aylık ihracatının 116 milyar dolara ulaştığını belirterek, ''Bu hızla devam ederse, yaşanan bütün sıkıntılara rağmen, ihracat hedefini yerli yerine oturturuz. İthalat rakamlarının da bu ay için 15 milyar dolar civarında olacağını umuyoruz. İhracatın ithalatı karşılama oranında ciddi bir düzelme var. Geçen yıl yüzde 61'lere kadar gerileyen bu oranı şimdi yüzde 69,3'ler seviyesine, yani neredeyse yüzde 70'ler seviyesine getirmiş durumdayız'' dedi.
Bakan Tüzmen, geçen yıl 107 milyar dolar olan ihracatı, bu yıl sonunda 125 milyar dolar seviyesine çıkartacaklarını da kaydetti.

-''GÖZ KAMAŞTIRICI POTANSİYEL''-

Tüzmen, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu yıllarda ülke genelinde sadece 1 tane konserve fabrikasının bulunduğunu, süt ve etin geleneksel yöntemlerle işlendiğini, zeytinyağının ilkel yöntemlerle preslendiğini ve şeker ile çayın ithal edildiği bir dönemin yaşandığını anlattı.
Bugün ise durumun bambaşka bir şekil aldığını, sektörün çok önemli konuma ulaştığını ve potansiyeli itibariyle de göz kamaştırıcı bir şekil kazandığını anlatan Tüzmen, ''Türkiye'de gelecek vadeden sektörlerin başında gıda sektörü gelmektedir. Tarıma dayalı gıda sektörünün büyük bir ihracat potansiyeli bulunmaktadır. Hedef 2010 yılına kadar 15 milyar dolarlık ihracat yapmak Türk gıda sektörünün bayrağını daha iyi noktalara taşımaktır'' dedi.

-HUBUBAT-

Hububat bakliyat, yağlı tohumlar ve mamullerine ait ürün grubunda 7 Nisan 2008 tarihi itibariyle geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39'luk bir artış sağlanarak yaklaşık 1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildiğini anımsatan Tüzmen, ''Bunun yanı sıra meyve sebze mamulleri grubunda yine 7 Nisan 2008 tarihi itibariyle yüzde 27'lik bir artış kaydedilerek yaklaşık 250 milyon dolar, canlı hayvan, su ürünleri ve mamulleri grubunda ise yüzde 63 oranında bir artışla 227 milyon dolar seviyesinde ihracat gerçekleştirilmiştir'' dedi.
Ancak, tarım sektörünün ihracat potansiyelinin bu rakamların çok daha üstünde olduğuna ve 2008 yılında 10 milyar dolarlık seviyelerin rahatlıkla aşılabileceğine yürekten inandığını anlatan Tüzmen, şunları kaydetti:
''Bu hedefe ulaşmak, dünyada talebi gittikçe artan katma değeri yüksek, markalı, ambalajlı, nihai tüketiciye hitap eden ürünlerin üretimi ve ihracatı ile mümkün olacaktır. Tarım sektöründe ve işlenmiş tarım ürünlerinde arzu edilen ihracat düzeylerine ulaşılabilmesi için öncelikli hedeflerin başında, kendi markasını yaratan, üretimde insan sağlığından ve kaliteden taviz vermeyerek tüketici tercihlerini ve uluslararası standartları karşılamaya odaklanmış bir üretim stratejisi benimsenmesinin önemli olduğunu düşünmekteyim.
Bu süreçte üreticilerimiz ve ihracatçılarımız açısından çok önemli imkanlar sunmaktayız. Dünya Ticaret Örgütü Tarım Anlaşması çerçevesinde sektörümüze önemli ölçüde ihracat iadesi yardımları sağlanmakta, günümüz konjonktüründe giderek hassaslaşan tüketici talepleri karşısında katma değeri yüksek ve markalaşmaya yönelik sektörlere öncelik verilmektedir. Ancak, marka oluşturabilen ve bu sayede tüketici sağlığını garanti edebilen işletmeler, katma değer yönünden ülkemize önemli kazanç kapısı açabileceklerdir.''

-MERSİN VE ÖNEMİ-

Mersin'in, artan ticaret hacmiyle Türkiye'nin dünyaya açılan kapısı haline geldiğini ifade eden Tüzmen, ''Bugünün ve yarının deniz limanı olma özelliğini taşıyan ilimiz, ülkemiz ve Akdeniz bölgesi ekonomisi için bir lokomotiftir ve olağanüstü marka olma potansiyeline de haizdir'' dedi.
Mersin'in yaş meyve sebze ihracatı açısından da kritik öneme sahip olduğuna işaret eden Tüzmen, şöyle konuştu:
''Mersin'in gerçek tarım potansiyelini açığa çıkartmak için ürün çeşitlendirmesine gidilmesi şarttır. Bugün artık tüketici eğilimlerindeki trendleri öngörüp değerlendirerek uluslararası talebe uygun ürünler üretmeliyiz. Bu noktada alternatif ürünler örneğin organik tarım ürünleri ön plana çıkıyor. Bu çerçevede, organize tarım bölgeleri konsepti Mersin için büyük önem arz ediyor.
Bugün gerçekleştirmekte olduğumuz fuar, hem ülkemiz hem de konuk ülke firmaları arasında gıda ürünleri ticaretindeki işbirliğinin artırılmasına ve ihracata yönelik hizmet sektörü faaliyetlerinin daha fazla etkinlik kazanmasına katkıda bulunacaktır.''

-FUAR'DAN NOTLAR-

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ile ''Forza Fuarcılık ve Organizasyon Hizmetleri A.Ş.'' önderliğinde bu yıl ikinci kez düzenlenen ''Mersin Gıda, Gıda Teknolojileri ve Paketleme Fuarı'', 12 Nisan Cumartesi gününe kadar sürecek.
Yerli ve yabancı toplam 170 firmanın katılımıyla 8 bin metrekarelik alanda düzenlenen fuara, 4 ayrı ülkeden toplam 42 resmi temsilci, kurum ve kuruluş temsilcisi ile firma yetkilisi katılacak.
Fuar kapsamında kente alım heyetlerinin de gelmesi bekleniyor.
Fuarın açılışına, Mersin Vali Vekili Mehmet Çubukdar, Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Kemal Sığırcıkoğlu, AKİB Başkanlar Kurulu Başkanı Engin Tan Narin ile Sudan Ekonomi ve Yatırım Bakanı Osman Mohammed Ahmed Babiker ve çok sayıda davetli katıldı.

Bu haberi (1763) kişi okudu, (0) kişi yorumladı.
YORUMLAR Yorumlar olumlu oy sayısına göre sıralanmaktadır.
Hiç yorum yok! Yorumunuzu eklemek için tıklayınız
TFF 2. Lig Beyaz Grup
S Takymlar O G B M A Y Av P
1 Erokspor 11 9 0 2 24 7 17 27
2 Van BBSK 11 9 0 2 14 10 4 27
3 Ankaraspor 12 7 4 1 16 7 9 25
4 Bucaspor 1928 11 6 4 1 16 6 10 22
5 Y. Mersin İdman Yurdu 12 6 4 2 18 11 7 22
6 Ankara Demirspor 11 7 1 3 17 10 7 22
7 Nazilli Belediyespor 12 7 1 4 18 16 2 22
8 1461 Trabzon 11 6 3 2 18 7 11 21
9 Beyoğlu Yeni Çarşı 11 4 1 6 11 13 -2 13
10 Diyarbekirspor 11 3 4 4 8 11 -3 13
11 Karacabey Belediyespor 12 3 3 6 8 9 -1 12
12 Bursaspor 11 3 3 5 9 15 -6 12
13 Altınordu 11 2 5 4 15 13 2 11
14 Afyonspor 11 2 4 5 5 10 -5 10
15 Kırklarelispor 12 2 4 6 6 18 -12 10
16 Serikspor 12 2 3 7 5 12 -7 9
17 Kırşehir Belediyesi 12 2 2 8 9 23 -14 8
18 Kömürspor 11 1 3 7 8 16 -8 6
19 Adıyaman 1954 Spor 11 1 3 7 6 17 -11 6
Anket

En çok okunanlar - Son 10 Gün

Erdemli Süper Amatör’e düştü

BAL’da mücadele eden Mersin takımları Anamur Belediyespor, Erdemli Belediyespor ve Homurlu 1951 Spor’un il sıralaması için mücadelesi sona erdi. Anamur Belediyespor il sıralamasında 1. olarak ligde kalmayı garantiledi. Homurlu 1951 Spor son haftalarda aldığı galibiyetler ile il sıralamasında 2. oldu. Erdemli Belediyespor ise arka arkaya aldığı mağlubiyetler ile il sıralamasında 3. olarak ligde düşen takım oldu.